4 Ocak 2008 Cuma

Paranın Tarihçesi

Osmanlı Devleti'nin temelleri 13. yy'da atılırken, Anadolu Selçuklu Devleti 1148 yılında Kösedağ Savaşında Moğol İlhanlı Devleti'ne yenik düşerek uydu bir devlet olarak bu yüzyılın sonunda dağıldı. Bu iki devlete bir zamanlar bağlı olan beylerin bir yandan bağımsızlıklarını ilan yoluna giderken, diğer yandan Anadolu'daki otorite boşluğunu doldurup diğer beyleri egemenlikleri altına alma çabaları, İlhanlı başarısının ve bu ortamın sağladığı yol güvenliğini uzun bir süre için ortadan kaldırdı. Bu durum ekonomik bazı sonuçlar doğurdu; Hareketlilik ve canlılık getiren dış ticaret çok küçüldü ve Anadolu'da durgun bir ekonomi devri başladı.
Anadolu'da, Selçuklu Devleti de, İlhanlı Devleti de altın ve gümüş para darp ediyorlardı. İlhanlılar'ın bimetalizmi tartışmalıdır ama altın paralarının varlığı bir bakıma bimetalizmlerine tanık kabul edilebilir. Selçuklular ise İslam altın dinarı ve gümüş dirhem geleneğini sürdürüyorlardı. Son zamanlarına kadar bu sikkelerin standart ağırlıklarından sapma çok azdı. Bu itibarla İslam bimetalizmine bağlı kaldıkları söylenebilir. Bizans ise altın monometalizmini yaşatıyordu.
Selçuklu Devleti'nin tarihe karışması ve İlhanlı Devleti'nin dağılmasıyla, güvensizliğin hüküm sürmesi üzerine, dış ticaret limanlarda yerli ürünlere münhasır kaldı. Bu da büyük paralarla ifade edilmiyordu. Bu yüzden tedavülde büyük bir değer taşıyan paraya gereksinim olmadı. Anadolu'da altın para darp edilmez oldu. Ufak bir sikke olan akçe her ihtiyaca cevap veriyordu. Liman kenti bir imparatorluk merkezi olmak, endüstrisi bulunmak, ulaşımı aksatacak engeli bulunmamak gibi ayrıcalıkları bulunan Bizans, altın monometalizmde direndi. Ancak dünya ticareti yeni çağın başına kadar süren bir daralma dönemine girmişti,. Bu arada on dördüncü yüzyıl ve onbeşinci yüzyılın ilk yarısında gerileme ve dağılma sürecinde bulunan Bizans, altın parasını yeni çağların başına doğru 3.559 gr'lık Venedik Dukası'nın üçte birine kadar düşürmek zorunda kalmıştı. Oysa bir zamanlar bugünün doları işlevini görürken 4.54 gr. Ağırlığında idi. Gene dünya ticaretinden kopmayan alıyn Ordu Devleti'nde, altın para yoktu; büyük değer ifade eden "sum" diye oldukça ağır (36 miskal, 166.888 gr. Ağırlığında) som gümüş çubuklar değişimde kullanılıyordu. Aynı dönemde Aydınoğulları bir aralık Venedik Dukası'nın taklitlerini bastılar ve Venedik'in tepkisiyle karşılaştılar. Orhan Bey, daralma döneminin az öncesinde gelişme umutları yaşanırken teklik akçeden başka ikilik ve beşlik akçeler de çıkardı. Fakat umulanın aksine daralma yaşanınca, daha iri gümüş para darpı yoluna gidilemediği gibi ikilik ve beşlik darpı da durduruldu. Ne Osmanlılar ne de Anadolu beylikleri yeniçağın başına kadar akçeden büyük sikkeler basmadılar.

Hiç yorum yok: